7 Mayıs 2016 Cumartesi

Yanaşık, Yer Kabuğu ve Coğrafi Kutuplar Hakkında Bilgiler

Yanaşlık


Afrika kıyılarındaki küçük limanlar ancak küçük yerli teknelerini barındırabilirler. Büyük gemilerin yanaşması için dibi kazarak derinleştirmenin imkânsız olduğu yerlerde, denize doğru uzayıp giden iskeleler yâni yanaşlıklar inşa edilir.


Sığ kumluk hâlinde uzanan kıyılarda gemiler karaya fazla yanaşamazlar. Ayrıca çatlayıp kıyıya vuran dalgalar gemilerin açık, ta demirlemelerine de her zaman İmkân vermezler. Bunun İçin denizin İçinde çok uzaklara kadar İlerleyen iskeleler İnşa edilir ki bunlara yanaşlık denir. Togo’nun başkenti Lome’deki, betonarme ayaklar üzerin-de İnşa edilmiş olan yanaştık bunlardan biridir. Vagonlar ve kamyonlar bu iskelenin üzerinde 500 metre kadar ilerleyip gemilerin yanına gidebilirler. Mallar artarda sıralı duran vinçlerle gemilerden vagonlara, kamyonlara, ya da kamyonlardan, vagonlardan gemilere yüklenir.


Yer Kabuğu


Dünyamız, bir portakala benzetebileceğimiz dev bir top hâlindedir. Bu dev topun içi ergimiş kayalarla doludur. Bizler bu topun üzerinde, karalarla denizlerden meydana gelen ve kalınlığı 50 kilometre kadar olan bir kabuk üzerinde yaşarız.


Dünyamızın merkezine doğru indiğimiz zaman sıcaklık her 33 metrede 1 derece artar. Bizden yaklaşık olarak 6.000 kilo, metre uzaklıkta bulunan dünya merkezinin sıcaklığı ise 3.000-4.000 derecenin üzerindedir. Bundan da, dünyamız çekirdeğinin ergimiş kayalardan meydana geldiği kolayca anlaşılır. Dünyamızın dış kısmı soğuyup sertleşmiş, yer kabuğunu meydana getirmiştir, ama bunun kalınlığı ancak 50 kilometre kadardır. Bu sert kabuk depremlerin sonucu olarak zaman zaman, yer yer çatlayabilir. Volkanlar, dünyanın bir çeşit emniyet supabıdır.


Coğrafî Kutuplar


Dünyamız, tıpkı ekseni etrafında dönen bir tekerlek gibi kendi etrafında döner. Bu var olduğu sayılan eksenin kuzey ve güney noktalan, dünyamızın kutuplarıdır. Buralarda havalar çok soğuktur.


Kuzey Kutbu ile Güney Kutbu, dünyamızın Ekvatordan en uzak iki noktasıdır. Buraları dalma müthiş soğuk olur. Eğer dünyamızın ekseni hafifçe eğik olmayıp dikey olsaydı, kutuplarda hiç gece olmayacak, daima gündüz olacaktı. Ama bu eğiklik yüzünden kutupların birinde altı ay gündüz, kers, ötekinde de altı ay gece olur. Kuzey Kutbu’na 1909’da Amerikalı Peary, Güney Kutbu’na da 1911’de Norveçli Amundsen erişmiş ve bu bilim adamları bu bölgelere ilk defa erişen İnsan unvanını kazanmışlardır. Kutuplara İlk defa erişmek için yola çıkan pek çok gezgin ve kâşif bu yolda hayatlarını kaybetmişlerdir.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.